YESİL-KUBBE
YESİL-KUBBE  
  Ana Sayfa
  Ziyaretçiler
  İletişim
  Dualar
  Dini Resimli Yazılar
  En çok Okunan Makaleler
  Peygamberlerimiz
  Tevbe
  Dünya hayatı
  Ölüm
  Kıyamet ve Sonrası
  İlahiler
  Dini Resimler
  Veda Hutbesi
  Cennet ve Cehennem
  Adab-i Muaseret
  => Saygı Adabı
  => Kardeşlik Adabı
  => İzin İsteme Adabı
  => Komşu Adabı
  => Yemek Adabı
  => Doğruluk Adabı
  Mubarek Gün ve Geceler
  Hz.Muhammedin Hayatı
  Peygamberimizin Tebliği
  İbadet
  Mevlana
  Namaz
  Kıyamet
  Günlük Dualar
  Yasin Suresi
  Salavat-ı Şerif
  Kuran Öğrenme
  Said Nursi
  40 Hadis
  İman
  İslam
  Habil ile Kabil
  Sözler
  Dini Hikayeler
  Dini Şiirler
  Dini Sözler
  Dini Yazılar
  Resimlerim
İzin İsteme Adabı

İZİN İSTEME ADABI

        İzin isteme âdâbı, büyük ve küçüğün görevidir. İslam'da bunun özel yeri bulunmaktadır. Bu yüzden Allah Teala bunu, asırlar ve nesiller devam ettikçe okunacak ayetlerle hususi olarak açıklamıştır. Bu, aile ve cemiyet hayatında da büyük bir önem taşımaktadır. Bundan dolayıdır ki, büyükleri bir yana Ebu Safd el-Hudri gibi sahabenin küçükleri dahi bu âdabı biliyor ve uyguluyordu.
        Ubeyd b. Umeyr anlatıyor: Ebu Musa el Eş'ari, Ömer b. Hattab'ın huzuruna çıkmak için izin istemişti. Sanki Hz. Ömer meşgul idi ki, ona izin verilmedi. Bunun üzerine Ebu Musa geri döndü. Hz. Ömer işini bitirince:
        - Ben Abdullah b. Kays'ın (Ebu Musa'nın) sesini duymadım mı? Ona müsaade edin! dedi. Hz. Ömer'e Ebu Musa'nın geri döndüğü söylenince, derhal onu çağırttı. Ebu Musa:
        - Biz bununla emrolunmuştuk, dedi. Hz. Ömer:
        - Buna dair bana delil (beyyine) getireceksin! dedi. Ebu Musa da ensarın meclisine giderek onlara sordu. Onlar:
        - Bu konuda sana en küçüğümüz Ebu Said el-Hudri ancak şahitlik edebilir, dediler. Bunun üzerine Ebu Musa, Ebu Saîd'i Hz. Ömer'in huzuruna götürdü. Hz. Ömer:
    - Rasûlüllah'ın (s.a.v.) emir ve talimatından bana gizli kalan mı oldu? Çarşı ve pazarlarda alış-veriş yani, ticaret için çıkmak beni meşgul etti, dedi.
        Mü'minlerin emiri Hz. Ömer, girmesine izin verilmeyen bir şahsın, hiç öfkelenmeden geri dönmesi gerektiğini unutmuştu. Bu hususta Rasûlüllah'ın (s.a.v.) sünnetine şahitlik yapan ve hatırlatmada bulunan da Ebu Said el-Hudri olmuştu. (475)
        Kur'an-ı Kerim çocuğu izin istemeye alıştırmış, ana babanın bunu çocuğuna öğretmesini emretmiş, bu konuda aşamalı ve pedagojik bir yol izlemiştir. Ergenlik döneminden önce çocuk, ana babanın evlilik hayatındaki üç uygunsuz vakitte kapıyı çalarak izin ister. Bu vakitler, ana babanın (gecelik veya pijama gibi) özel kıyafetiyle bulunduğu uyku vakitleri; şafak öncesi, öğle vakti ve yatsı sonrasıdır.
        Allah Teala şöyle buyurur: "Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve hizmetçileriniz) ve sizden henüz büluğa ermemiş olaplar, sabah namazından önce, öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar, sizin açık bulunabileceğiniz üç vakittir. Bunların dışında ne sizin için, ne de onlar için bir günah yoktur. Yanınızda dolaşırlar, birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah ayetleri size işte böyle açıklar. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (476)
        Nihayet çocuk ergenliğe erişip mükellefiyet çağına girince, artık her zaman evde ve evin dışında kapalı bulduğu kapıyı çalarak izin istemekle emrolunur. Şu ayet bu noktaya işaret eder: "Çocuklarınız ergenliğe erdikleri zaman, kendilerinden öncekilerin izin istedikleri gibi izin istesinler. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (477)
        Rasulüllah (s.a.v.) nasıl izin isterdi? Kapıyı çalan insanın aldığı vaziyet nasıl olmalıdır? Kapıya yüzünü mü, sırtını mı yoksa sağ veya sol yanını mı çevirmelidir? Bu soruya cevap vermek için şu hadisi zikretmek istiyoruz:
        Abdullah b. Büsr'un rivayetine göre Rasûlüllah (s.a.v.) izin istemek üzere kapıya geldiği zaman, yüzünü kapıya çevirmezdi. Sağ veya sol yanım çevirirdi. Kendisine izin verilirse girer, aksi halde geri dönerdi. (478)
        Önder peygamber çocuklardan izin istiyor:
Şüphesiz hak haktır; büyük küçük ayrımı yapmaz. Vasıf, statü ve ünvanları ne olursa olsun, sünnete uymak herkesin görevidir. İşte ümmetin komutanı ve öğretmeni Peygamber (s.a.v.)... Büyüklerin ve küçüklerin içinde, çocuğun hakkım bahis mevzu ederek onları irşad etmektedir.
        Sehl b. Sâd (r.a.) anlatıyor: Rasulüllah'a bir içecek getirilmişti, O da ondan içti. Sağında bir çocuk, solunda da yaşlılar bulunuyordu. Rasulüllah (s.a.v.) çocuğa:
        - Bunlara vermeme bana müsaade eder misin? dedi. Çocuk:
        - Hayır, vallahi ya Rasulallah! Senden gelen nasibime hiçbir kimseyi tercih edemem! dedi. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) suyu ona verdi.(479)

ESMA-ÜL HÜSNA  
 
 
RADYO  
 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol