YESİL-KUBBE
YESİL-KUBBE  
  Ana Sayfa
  Ziyaretçiler
  İletişim
  Dualar
  Dini Resimli Yazılar
  En çok Okunan Makaleler
  Peygamberlerimiz
  Tevbe
  Dünya hayatı
  => Dünya İmtihan Yeri
  => Ahireti Unutmayalım
  => Akibetimizden Korkalım
  => Cenneti Kazanmak İçin Ne Yapmalıyız
  => Resulullah (S.A.V)' in Havzından İçebilecek Miyiz
  => Enes bin Nadr’ın Şehadeti
  Ölüm
  Kıyamet ve Sonrası
  İlahiler
  Dini Resimler
  Veda Hutbesi
  Cennet ve Cehennem
  Adab-i Muaseret
  Mubarek Gün ve Geceler
  Hz.Muhammedin Hayatı
  Peygamberimizin Tebliği
  İbadet
  Mevlana
  Namaz
  Kıyamet
  Günlük Dualar
  Yasin Suresi
  Salavat-ı Şerif
  Kuran Öğrenme
  Said Nursi
  40 Hadis
  İman
  İslam
  Habil ile Kabil
  Sözler
  Dini Hikayeler
  Dini Şiirler
  Dini Sözler
  Dini Yazılar
  Resimlerim
Dünya hayatı

Ulema (Alimler) ve öğrenciler (Levni, Surname-i Vehbi)   Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Kendisinde şu üç şey bulunmayanın ilmine itibar edilmez. Çünkü o ilmin bir menfaatı yoktur:  Birincisi halim olmak ...” Hilim (yumuşak huyluluk) sahibinin makamı, peygamberlik makamına çok yakındır. Bu halimlik, cahilin yapmış olduğu bir hakarete, zulüme karşı sahibini muhafaza etmezse, ona itibar edilmez.

   Enes bin Malik’ ten (R.A) rivayet edildiğine göre, bir bedevi Peygamber Efendimiz (S.A.V)’ in yanına gelip, mübarek cübbesini sert bir biçimde çekti. Öyle ki cübbesi, Peygamber Efendimiz(S.A.V)' in boynunda iz bıraktı. Bedevi dedi ki: “Ya Muhammed! Yanında bulunanlardan bana da biraz ver!” Peygamber Efendimiz (S.A.V) ona döndü ve tebessüm ederek, etrafındakilere o adama bir şey vermelerini emretti.

   Peygamber Efendimiz (S.A.V) ahlâken çok halimdi. Ciltler dolusu kitap yazsak dahi, onun hilmini tam manası ile anlatamayız. Onun için denizden bir damla da olsa, ona mutabaat yapmamız, bizim için büyük sermayedir. “İkincisi vera...”. Bir kimsenin takvası ve verası, kendisini günahlardan muhafaza etmiyorsa, o kimsede hayır yoktur ve ona itibar edilmez. Daima Allah-u Zülcelal’ in bildirmiş olduğu emir ve nehiye riayet edip, Allah-u Zülcelal’ in kudret ve azametinden korkarak, günahlardan kendimizi muhafaza etmeliyiz.

   Zira Allah-u Zülcelal, ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:  “Hidayet ve rahmet, Allah’tan korkanlar içindir.” (Araf;154)

   “Üçüncüsü güzel ahlaktır.” Bu da, insanlarla muaşeret kurallarına uygun ve edep üzere iş görmektir.

   Nefsimiz eğer bunları yapamıyorsa - zira başta da belirttiğimiz gibi nefis günahlara meyilli olarak yaratılmıştır - o zaman Allah-u Zülcelal’ den bunları yapabilmek için kuvvet istememiz lazımdır. Bakınız! Allah-u Zülcelal, Peygamber Efendimiz’ i o kadar şerefli ve hürmetli yaratmasına rağmen, daima şöyle dua ediyordu: “Ya Mukallib’ul-kulub, sebbit kalbi âlâ dinike ve taatike.” “Ey kalbleri çeviren (Allah-u Zülcelal)! Benim kalbimi, kendi dinin ve itaatinde sabit kıl.”

   Peygamber Efendimiz’ in bu duası, çok geniş bir manadadır. Dini ve taati, kulluğu denildiği zaman, her türlü şey içerisine girmektedir. Bir kimse bu şekilde dua ettiği zaman, Allah-u Zülcelal de kabul edip başarıya ulaştırdığında, o kimsenin işi çok kolay olur. Dinine yönelir ve yaptığı taat ve ibadetlerden zevk alır. Günahlardan da kendisini muhafaza etme gayretinde olur.

   Bu şekilde olduğu zaman da, nefis günahlara ve hatalara meyilli olarak yaratıldığı halde, Allah-u Zülcelal’ in ayet-i kerimede: “Ancak Rabbinin şefkat ve merhamet gösterdiği nefisler (bundan) müstesnadır.” (Yunus; 53) buyurduğu, merhamet edilenlerin grubuna gireriz. Ancak, bunun için Allah-u Zülcelal’ den kuvvet istemeliyiz. Evet, vücudumuzun çobanı olan kalbimiz ıslah olduğu zaman, bütün azalarımız ıslah olacaktır. Allah-u Zülcelal, hiç bir kuluna zulüm yapmaz. O (C.C), kullarına karşı ziyadesiyle merhamet sahibidir. Çünkü O’ nun merhameti, gazabından daha fazladır. Tabii insan da buna karşılık olarak, kendi nefsine karşı biraz şefkat ve merhamet sahibi olmalıdır.

   Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: “Allah, kendi kullarına zulüm yapmaz. Ancak onlar kendi nefislerine zulüm yaparlar.” (Yunus;44)

   Biz kendi nefsimize, bilerek zulüm ve hakaret etmek suretiyle, onu cehenneme atıyoruz. Yoksa, Allah-u Zülcelal bize zerre kadar zulüm ve hakaret yapmaz.

ESMA-ÜL HÜSNA  
 
 
RADYO  
 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol